Bilimsel ve teknolojik yeniliklerle hızla değişen dünyamızda, karmaşık toplum yapısına uyumun, mümkün olan en iyi şekilde sağlanması zorunlu hale gelmiştir. Bir yandan okullardaki öğrenci sayısı hızla artarken, diğer yandan rekabetin çoğalmasıyla birlikte gelecek kaygısı ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu faktörler bireylerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
Postmodernitenin yalnızlaştırdığı insanoğlu sorunlarıyla daha fazla yüz yüze gelmektedir. İnsanı yücelten ve benliğinin esiri haline getiren kişisel gelişim adı altındaki çalışmalar, bireyin sorunlarının daha içinden çıkılmaz hale gelmesine ve gerçeklerle yüzleştikçe hayal kırıklığı yaşamasına neden olmaktadır. Kişinin benliği şişirilerek narsist bir kişilik yapısına zemin hazırlanmaktadır.
Amerikalı Psikoloji Profesörü Twenge, “Ben Nesli” ve “Narsizm İlleti” isimli kitaplarında son altmış senedeki Amerikan gençliğinin gidişatını, kaygı, öfke, narsisizm, benlik saygısı gibi yönlerini, araştırmış ve uzunlamasına bir analiz yapmıştır. Bir milyon üçyüz bin kişiyi kapsayan bu çalışmadaki kaygı düzeyi artışı son elli yıl içinde Amerika’da %85 olarak gözlenmiştir. Bu, çok büyük bir artış oranıdır. Öyle ki, somatik bir rahatsızlıkta ela mide ülserinde- %85 artış var desek bütün araştırma laboratuvarları devreye girip ne oluyor derler. Modern hayatı tam benimseyemeyen toplumumuzdaki duruma baktığımızda durumumuzun Amerika’dan faklı olmadığını görüyoruz. 2010’da İstanbul’da 15-20 yaş arası gençlerde öfke, narsisizm ve benlik saygısı üzerinde yapılan bir araştırmada gençlerin son yirmi dokuz yıldaki kaygı düzeyindeki artış oranları %88,9 düzeyinde çıkmıştır. Bu sorun sadece psikiyatri ve psikoloji sahasının bir sorunu değil, tüm toplumu ilgilendiren bir sorundur. Kaygıyı azaltma adına televizyon, internet ve cep telefonu gibi iletişim araçları kullanılmakta, bağımlılıklar artmakta ve sosyal ilişkiler sıfır düzeyine inmektedir. Gençleri sanallığa iten bu çabalar aslında kaygı düzeyini artırıcı bir etki de meydana getirmektedir. Gençliğin böyle sıkıntılarla karşı karşıya kalması karşısında koruyucu ruh sağlığı hizmeti sunan insanların bir şeyler yapması gerektiği düşüncesinden hareketle böyle bir çalışmayı hazırladık. Stres ve öfke kontrolü, sınav kaygısıyla baş etme, verimli ders çalışma ve hayat amaçları edinme gibi öğrencilerde kaygıya neden olan konulara değindik. Eserin hazırlanmasında desteğini esirgemeyen değerli eşime, ERÜ matbaasına, kapağın hazırlanmasındaki desteğinden dolayı ERÜ basın yayın müdürlüğüne teşekkür ediyorum. Çalışmanın tüm öğrencilerimize faydalı olmasını diliyorum.
"Kaygıyla Başa Çıkma ve Verimli Çalışma" kitabı erciyes üniversitesine kayıt yaptıran 10300 öğrenciye hediye olarak verilmiştir.
Öğr. Gör. Mustafa ATAK
ERREM Müdürü