Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERREM) tarafından düzenlenen 1. Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu başladı. ERÜ Sabancı Kültür Merkezi'ndeki sempozyumun açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Doğan, sempozyumun insanlara sevgiye, mutluluğa nasıl ulaşacağı konusunda yol göstereceğine inandığını söyledi.
Materyalizme göre en önemli varlığın madde olduğunu ve "insanlar ne kadar refah, zengin olursa o kadar mutlu olur" düşüncesinin hakim olduğunu ifade eden Doğan, semavi dinlerde ise bunun tam tersi bir inanışın hakim olduğunu belirtti. Materyalizmdeki maddeye dayalı düşüncenin, ölümden sonra hayat olmamasından kaynaklandığını ve ölümün bir "yok oluş" olarak görülmesinden kaynaklandığına dikkati çeken Doğan, şunları kaydetti: "Ölümden sonra bir hayat olmadığına inanıldığı için 'bu dünyadaki konforunuza bakın' şeklinde bir yaklaşım hakim. Semavi dinlerde ise ölümden sonra bir hayat olduğuna inanılır ve dünyada buna hazırlık yapılır. Hatta Hz. Mevlana öyle içselleştirmiştir ki ölümü, Şeb-i Aruz'u sevgiliye kavuşma günü olarak görüyor. Biz ise bunu bir yatırım olarak görüyoruz. Öbür dünya inancıyla yapacağımız her fedakarlığın ahirete yatırım olduğunu düşünerek rahatlıyor, mutluluğa kavuşuyoruz. Bu sempozyum bize sevebilmeyi, mutluluğa ulaşabilmenin yollarını gösterecektir. Özellikle Yaradan ile daha kuvvetli bağlar kurmamızı sağlayacaktır."
ERREM Öğretim Görevlisi Mustafa Atak da maneviyat psikolojisinin bilimsel bir platformda Türkiye'de ilk defa 1. Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu kapsamında tartışılacağını söyledi. Atak, psikoloji ve psikiyatri alanlarına önemli katkı sağlayacağına inandığı sempozyumun gelecek kuşaklardaki bilim insanlarına yeni ufuklar açacağına inandığını vurguladı.
Materyalizme göre en önemli varlığın madde olduğunu ve "insanlar ne kadar refah, zengin olursa o kadar mutlu olur" düşüncesinin hakim olduğunu ifade eden Doğan, semavi dinlerde ise bunun tam tersi bir inanışın hakim olduğunu belirtti. Materyalizmdeki maddeye dayalı düşüncenin, ölümden sonra hayat olmamasından kaynaklandığını ve ölümün bir "yok oluş" olarak görülmesinden kaynaklandığına dikkati çeken Doğan, şunları kaydetti: "Ölümden sonra bir hayat olmadığına inanıldığı için 'bu dünyadaki konforunuza bakın' şeklinde bir yaklaşım hakim. Semavi dinlerde ise ölümden sonra bir hayat olduğuna inanılır ve dünyada buna hazırlık yapılır. Hatta Hz. Mevlana öyle içselleştirmiştir ki ölümü, Şeb-i Aruz'u sevgiliye kavuşma günü olarak görüyor. Biz ise bunu bir yatırım olarak görüyoruz. Öbür dünya inancıyla yapacağımız her fedakarlığın ahirete yatırım olduğunu düşünerek rahatlıyor, mutluluğa kavuşuyoruz. Bu sempozyum bize sevebilmeyi, mutluluğa ulaşabilmenin yollarını gösterecektir. Özellikle Yaradan ile daha kuvvetli bağlar kurmamızı sağlayacaktır."
ERREM Öğretim Görevlisi Mustafa Atak da maneviyat psikolojisinin bilimsel bir platformda Türkiye'de ilk defa 1. Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu kapsamında tartışılacağını söyledi. Atak, psikoloji ve psikiyatri alanlarına önemli katkı sağlayacağına inandığı sempozyumun gelecek kuşaklardaki bilim insanlarına yeni ufuklar açacağına inandığını vurguladı.
Bu akşam sona erecek sempozyumda bilim adamları çeşitli konularda sunumlar yapacak